SFENKSLER
Mısırlılar, tarihte medeni bir kavim olarak bilinmişlerdir. Mısır hükümdarlarının yazıtlarında "onarma", "vakfetme", "inşa etme" gibi kelimeler ağırlıktadır. Bu kavmin en önemli eserlerinden olan Piramitler ve sfenskler , ulaştıkları teknolojik seviyenin önemli göstergelerindendir.
Ancak Hayat şartlarının ve ortamın çok olumlu olduğu ülkede Mısır Halkına düşen,Kuran'daki Hz. Musa kıssalarında söylendiği gibi "Rablerinin rızkından yemek ve O'na şükretmek"ti. Ama öyle yapmadılar. Başta Firavun ve önde gelenler olmak üzere, içinde bulundukları refahı sahiplenme yoluna gittiler. O ülkenin kendilerine ait olduğunu, içinde bulundukları olağanüstü ortamı kendi kendilerine elde ettiklerini sandılar. Şükretmek yerine kibirlenmeyi seçtiler. Allah'tan, ayetin ifadesiyle, "yüz çevirdiler"... Bu nedenle de Firavun ve güçlü ordusu suda boğuldu. Övündükleri yüksek mimari yapıları ise artık tümüyle ıssız bir harabe konumuna gelmiş,yıllarca çöl kumları altında kaldıktan sonra, ancak yüce Allah'ın dilemesi ile ortaya çıkarılabilmiştir. Konu ile ilgili bir ayet şöyledir:
Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı ki, kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını bir görsünler. Onlar, kendilerinden (sayıca) daha çoktu ve yeryüzünde kuvvet ve eserler bakımından daha üstündüler. Fakat kazandıkları şeyler, (azaba karşı) onlara hiç bir şey sağlayamadı. (Mü'min Suresi, 82)
Sfensk'in Günışığına Çıkan Sırları:
Mısır'da, Giza'deki üç büyük piramidin biraz doğusunda, bilinmez bir zamandan beri bu vadiyi bekleyen, gözlerini doğuya dikmiş yarı insan, yarı aslan bir heykel var: Sfenks.
Ejiptologlar, Khafre piramidini Vadi Tapınağı'na bağlayan yolun bitiminde yer alan bu Gizemli yapının, İ.Ö 2500 dolaylarında firavun Khafre tarafından yaptırıldığını düşünüyorlar. Oysa ne Giza'deki herhangi bir anıtta bunu destekler bir ifade var, ne de Mısır'ın herhangi bir yerinde. Sfenks'in yapıldığı tarih, bilinmiyor. 1991 yılında Amerikalı araştırmacı John Anthony West ve jeolog Dr Robert Schoch, bu görkemli anıt üzerinde bir dizi araştırma yaptılar.
Vardıkları sonuçlar, oldukça şaşırtıcıydı: Heykelin üzerindeki aşınma izleri, arkeologların inandığı gibi rüzgar ve kumdan değil, uzun ve etkili yağmurlardan ileri geliyordu ve bunlar "su aşınması"ydılar!
Mısır'ın bu bölgesi, bundan 5000 yıl önce de çöldü ve yağmur düşmüyordu. Söz konusu aşınmayı yapacak düzeyde bir yağmurun en son düştüğü tarih ise, en az İ.Ö 5000 yılına, hatta çok daha eskilere dayanıyordu. Araştırmayı yapan ekipte sismik ölçümler yapan cihazlarla çalışan uzmanlar da bulunuyordu. Bu ekip, daha şaşırtıcı bir bulguya da ulaştı: Araçlar, Sfenks'in pençelerinin yaklaşık 8-9 metre altında büyük bir "oda"nın ve ona açılan dehlizlerin varolduğunu gösteriyordu. Mısırlı yetkililer, başta Eski Eserler Müfettişi Dr.Zahi Hawass, bu bulgulara erişildiği günlerde West ve ekibinin iznini iptal ettiler ve Sfenks üzerinde araştırma yapılmasını yasakladılar. Ama haber basına çoktan yansımış, West ve Schoch da elde ettikleri bulguları aynı anda filme aldıklarından, NBC'de yayımlanan bir belgeselle ortalığı iyice karıştırmışlardı.
Bütün bunlara "Orion Gizemi"nin yazarı Robert Bauval ile "Tanrıların Parmak İzleri"nin yazarı Graham Hancock'un astronomi temelli bir tezleri de tuz biber ekti: Sfenks, tam doğuya bakıyordu, yani ekinoks (23 mart ya da 21 eylül) anındaki gün doğumu noktasına.
Mısırlıların yıldız kültürlerinde, güneş doğmak üzereyken, ufuk henüz tam aydınlanmamışken son olarak görülen yıldız ya da takımyıldızın ayrı bir önemi vardır. Bu durumdaki yıldıza "heliak yükselişte" denir ve bu, Mısır'ın hem takvimini hem de çarpık dinini etkileyen bir olgudur.
Örneğin, Mısır kültüründe Tanrıça İsis'i simgeleyen Sirius yıldızı, yaz gündönümünde (21 haziran) şafak öncesi görünmeye başlar ve bu tarih aynı zamanda Nil'in yıllık taşma dönemlerinin de başlangıcıdır. Bu nedenle Mısırlılar, yaz gündönümünü "yılbaşı" kabul ederlerdi. Bu yaklaşım, ejiptologlarca Sfenks'in yapılmış olduğu tarih olarak varsayılan İ.Ö 2500'de, ilkbahar ekinoksunda "heliak yükselişe" başlayan takımyıldızın incelenmesini ilginç hale getiriyor. Bauval ve Hancock, bilgisayar simülasyonuyla o tarihte Boğa takımyıldızının yükselişte olduğunu gördüler. Oysa Mısırlılar şekil ve simgelere çok önem verirlerdi ve yaptıkları anıtlarda buna çok dikkat ederlerdi. Yani, bu durumda Sfenks'in aslan değil de boğa biçiminde yapılmış olması gerekmez miydi? İki araştırmacı, bu kez ilkbahar ekinoksunda aslan burcunun heliak yükselişe geçtiği tarihi araştırdılar ve karşılarına "Orion Gizemi"ndeki o garip yıl çıktı yine: İ.Ö 10.500. Bütün bulguları, her ne kadar ejiptologlar ve ortodoks akademisyenler bunları dikkate almak istemeseler de, aynı "başlangıç tarihi"ne yönlendiriyor araştıranları. Mısır uygarlığının İ.Ö 3100 yılında başladığı yolundaki yaygın görüş dikkate alındığında, eski Mısırlıların bir "şifre" gibi bıraktıkları "anıt bilmecesi" acaba bilinenden en az 7000 yıl daha eskiye dayanan helak edilmiş bir yitik uygarlığın izleri mi sorusunu akla getiriyor