Owner Site Kurucusu
| Konu: OZAN ARİF C.tesi Mart 07, 2009 10:58 pm | |
| Ozan Arif Giresun`un Alucra ilçesine bağlı şimdiki ismi ile Yükselen eski adı ile Hapu köyünde 10 Haziran 1949`da doğdu. Babası yörenin sevilen simalarından rahmetli Muharrem Çavuşun (Muharrem Şirin) oğlu Mehmet Bey, annesi Fatma hanım da, yine komşu köy Demirözü`nden aynı şekilde sevilen rahmetli Gençağa Eşkünoğlu`nun kızıdır. Babasının memuriyeti dolayısıyla, ilk ve ortaokulu Samsun`da bitirdikten sonra, hayli kalabalık olan ailesine kısa zamanda maddi yardım yapabilmek düşüncesiyle öğretmen okuluna başladı. 1969-1970 döneminde Perşembe İlköğretim Okulundan mezun oldu. Okul süresi boyunca kışları okuyup yazları rençperlik yapan bir öğrenci idi. İlk göreve başladığı okul, ailesinin bulunduğu Samsun`da Karaoyumca köyündeki ilkokuldur. Bir yıllık stajyerlik süresinden sonra, yine Samsun`da Devgeriş köyüne tayin oldu. 1972 yılında yine aynı köyde stajyerlik yapmakta olan ve ona ömrü boyunca en büyük desteği veren Süheylâ hanımla evlendi. Devgeriş köyünde beş yılı öğretmenlik, dört yılı ise okul müdürlüğü olmak üzere dokuz yıl hizmet vermiştir. İnançlarından ve prensiplerinden asla taviz vermeyen bir kişiliğe sahip olan Ozan Arif, o devrin yöneticilerinin büyük baskısı ile, maalesef 1979 yılında öğretmenlik mesleğinden ayrılmak zorunda bırakılmıştır. Öğretmenlik mesleğini çok seven Ozan Arif`in çok başarılı takdirnamelerle dolu meslek hayatına rağmen, o günün şartlarında başka bir tercihi de kalmamıştı. Derken, 12 Eylül 1980 olaylarıyla birlikte, inanan, milli ve manevi değerlerine sahip çıkan, memleketin, milletin bekasını düşünen bir çok vatansever insan gibi yanlış değerlendirilmekten çok büyük bir üzüntü duyan Ozan Arif, ailesini, çocuğunu ve hepsinden önemlisi, öz vatanı Türkiye`yi geride bırakarak, 24 Eylül 1980 tarihinde Almanya`ya gitti. Onbir yıllık acı bir ayrılıktan sonra, 5 Kasım 1991`de nihayet memleketine ve vatanına geri dönmesi nasip oldu. Bu süre zarfında, dünyada nerede bir müslüman Türk insanı varsa onu gidip bularak, milli heyecanın filizlenmesine yardımcı olmuş ve önemli görevler almıştır. Daha çocuk yaşlarda iken Kerem ile Aslı`yı, Leyla`ile Mecnun`u, Karacaoğlan`ı, Köroğlu`nu, Dadaloğlunu, Yunus`u ve daha nicelerini okuyarak aşk cönklerini ezberleyen Ozan Arif, Karadeniz`de, yaşadığı yörede hayli yaygın olan irticalen Türkü söyleme sanatı sayesinde çok meşhur oldu. Hatta eskiden destan satıcılarının Ozan Arif`e destanlar yazdırıp, daha sonra bunları bastırarak dağıtmaları sebebiyle, yörede ismi çok duyulan bir aşık olmuştur. İlk olarak ortaokul ikinci sınıfta sesine aşık olduğu bağlama ile tanışan ve hayli dar olan aile bütçesinden biriktirdiği harçlıklarla, 1964`te İstanbul`da bulunan Şemsi Yasıtman saz evinden 15 liraya aldığı bir bağlama ile ses ve saz dünyasının içine giren Ozan Arif, o gün bugündür hiç susmadan ve hak bildiği yoldan taviz vermeden gönül dostlarına seslenmektedir. Sanatçımızın Çıkarmış Olduğu Albümler Yeter Artık Yazık Olur Vatana Turan Türküsü Taş Medrese Ölmez Bu Hareket Merhaba Mamaktan Gelen Mektup Korkum Yok Kime Bıraktın Destanlarda Bul Beni Destanlar Konuşuyor Bu Memleket Hepimizin Bitsin Bu Hasret Ya Karabağ Ya Ölüm Hak Yolunda Susmazam Ben | |
|
Owner Site Kurucusu
| Konu: BANA SOR C.tesi Mart 07, 2009 11:12 pm | |
| Bana Sor
Başbuğum bak yine başına geldim. Bakıyorum ama sen gel bana sor. Dert dökmeye mezar taşına geldim. Döküyorum ama sen gel bana sor.
Belki de derdimi dökmem boşuna, Duymazsın duysan da gitmez hoşuna Öyle bir çile ki düşman başına Çekiyorum ama sen gel bana sor.
Beni bu çileye salanlar saldı, Sen gittin her şeyin içi boşaldı Kala kala senden bir rozet kaldı Takıyorum ama sen gel bana sor.
Sevdamızın günahı ne suçu ne? Bu sevda layık mı gönül göçüne? Arada sırada halkın içine Çıkıyorum ama sen gel bana sor.
Halk eskisi gibi önüme çıkıp Hal hatır etmiyor elimi sıkıp Sebebini halkın gözüne bakıp Okuyorum ama sen gel bana sor.
Halkı bırak halkı öz kardeşimi İknadan acizim evde eşimi ‘La Havle’ çekerek her gün dişimi Sıkıyorum ama sen gel bana sor.
Çünkü iktidarda bütün varımı Yitirdim siyasi itibarımı Söylenen sözlere kulaklarımı Tıkıyorum ama sen gel bana sor.
Sen yoksun başını tuttular suyun Oyun oynuyorlar başında oyun Birlik için birlik bunlara boyun Büküyorum ama sen gel bana sor.
Arif’im yıkılmış şehir gibiyim Tadım yok tuzum yok zehir gibiyim. Yatağına küskün nehir gibiyim Akıyorum ama sen gel bana sor. Ozan Arif | |
|
Owner Site Kurucusu
| Konu: 3(üç)Hilal C.tesi Mart 07, 2009 11:32 pm | |
| | |
|
Owner Site Kurucusu
| Konu: HER ÜLKÜCÜ OLAN MHP'Lİ DEĞİLDİR!!!... C.tesi Mart 07, 2009 11:42 pm | |
| | |
|