: Aşağıdaki mektup Birinci Dünya Savaşında Çanakkale'de savaşan bir Fransız askeri tarafından 19 mayıs 1915 'te yazılmıştır.
Yukarı Korsika'nın Speloncato yöresinden bir köylü çocuğu olan Jacques Ambrosini Çanakkale Savaşlarına katıldığında 19 yaşındadır ve cephedeki son saatlerini kardeşi François'e şöyle anlatmaktadır:
"Hücuma kalktığımızı haber verdiğim son mektubuma kaldığım yerden devam ediyorum.Süngü takıp fırladık siperlerden. Yüzbaşı önde biz arkada,otuz kırk metre koşup,ilk siperleri boşaltan arkadaşların yerlerine yerleştik. Barut kokusunun tahrik ettiği öldürme hırsıyla,vahşi hayvan çığlıkları atarak, çünkü insan savaş sırasında vahşileşiyor, gözümüz dönmüştü. Öldürmek katletmek arzusuyla yanarak, tek bir vücut gibi saldırıya geçtik. Victor yanımdaydı, ancak bu delice koşu sırasında gözden yitirdim onu. Silah arkadaşlarım sinek gibi düşüyordu.Hemen hepsi yaralanmıştı. Kimisi karım, çocuklarım diye inliyor; kimi anasını çağırıyor ve "bitirin işimi, acı çektirmeyin!" diye yalvarıtordu. Yüreğimiz paramparça, kanlı cesetlerin üzerine basarak ilerlemeye devam ettik. Yerde yüzlerce Türk kadavrası vardı. Bizim 75'likler (toplar) iyi iş görmüştü. Cesetleri şişmiş, patlamak üzereydi. Vurulmayanlar koşarak kaçmaya çalışıyordu, biz de peşlerinden. Ama yakalamak olanaksızdı. O zaman diz çöküyor, nişan alıyor, pat pat düşürüyorduk. Siperleri aşan Senegalliler, yaralı Türklerin işini süngüyle bitiriyorlardı. Bize de yaralıları öldürmemizi emrettiler, ama benim cesaretim yoktu. Birden üçüncü düşman siperinde, yaşlı Muhammedçiklerden birini gördüm. Yaralıydı ve henüz kaldırabildiği kollarıyla bir sopaya beyaz bayrak
çekmeye çalışıyordu.Yanına yaklaştım. Bir de ne göreyim? Bana dikti gözlerini, sonra tüfeğine davranıp kafama nişan almaya çalıştı. Zavallı. Daha hızlı davranıp sağ şakağından süngüledim ve iç güdüsel olarak tetiğe bastım. Beyni patladı, parçaları uçuşup yüzüme yapıştı. Artık ben de tüm yaralıların işini bitirecektim. Öyle de yaptım. Beş sıra siper daha aştık ve arkamızda yaralı bırakmadık. Çünkü Türklerin yaralısı bile, ancak ölünce kesiyordu ateşi. Otuz metre önümde kaçmaya çalışan bir Türk gördüm. Tetiği çektim, düştü. Yanına geldim, bir mermi daha salladım, onun da beyni uçtu. Ama bir vadiye
sığınmışlardı, artık hepsini avlamamız imkansızdı. Yüzbaşımı gördüm, bana dönüp: "cesaret!"diye bağırdı. Ancak aynı anda kasığımda bir elektriklenme hissettim, yaralanmıştım. Yere yıkılırken, önümde giden arkadaşın parçalanmış kafatasını gördüm. Sıhhiyeye doğru sürünmeye başladım. Türkler yeniden
mevzilenmişlerdi. Arkadaşlar artçıları şişlemeye çalışrken, sağ cenahtan bomba ve mermi yağdırıyorlardı üstümüze......"
Yaralı Jecques Ambrosini Settülbahir'den kalkan Le Gange zırhlısına bindirilmiştir.